
KALP KRİZİ
Kalp krizi (miyokard enfarktüsü), kalp kasınızın bir kısmına yeterli kan akışı sağlanamaması nedeniyle meydana gelen son derece tehlikeli bir durumdur. Kan akışındaki bu eksiklik birçok farklı faktörden kaynaklanabilir, ancak genellikle kalbinizle ilgili bir veya birden fazla arterdeki tıkanıklıkla ilişkilidir.
Kan akışı olmadığında, etkilenen kalp kası ölmeye başlar. Eğer kan akışı hızla geri sağlanmazsa, kalp krizi kalpte kalıcı hasara ve/veya ölüme yol açabilir.
Kalp krizi, hayati tehlike taşıyan bir acil durumdur. Eğer siz veya birlikte olduğunuz birinin kalp krizi geçirdiğinden şüpheleniyorsanız, 112’yi (ya da yerel acil servis numaranızı) arayın. Kalp krizinin tedavisinde zaman çok önemlidir. Sadece birkaç dakikalık bir gecikme, kalpte kalıcı hasara veya ölüme yol açabilir.
Kalp Krizi Sırasında Ne Olur?
Kalp krizi sırasında, kalbinizin bir bölümüne kan akışı durur veya normalin çok altına düşer, bu da o bölgedeki kalp kasının zarar görmesine veya ölmesine neden olur. Kalbiniz, kan akışının eksikliği nedeniyle pompalama yapamadığında, kalbinizin pompalama fonksiyonu bozulabilir. Bu da vücudunuzun geri kalanına kan akışını azaltabilir veya durdurabilir, bu da hızla düzeltilmezse ölümcül olabilir.
Kalp Krizi Ne Kadar Yaygındır?
Türkiye’de her yıl yaklaşık 300.000 kişi kalp krizi geçirmektedir. Kalp krizlerinin çoğu, kalp damarlarında tıkanıklık nedeniyle meydana gelir ve bu durum damar hastalıklarına bağlı en yaygın ölüm nedenidir.
Belirtiler ve Semptomlar
Kalp Krizi Nasıl Bir Hissedilir?
Birçok insan, kalp krizi sırasında göğüs ağrısı hisseder. Bu ağrı rahatsızlık, sıkışma veya ağırlık hissi gibi olabilir veya ezici bir ağrı olarak tarif edilebilir. Göğsünüzde başlayıp sol kolunuza (veya her iki kolda), omzunuza, boyun, çene, sırt veya bel bölgenize yayılabilir
İnsanlar, bazen kalp krizi geçirirken sindirim bozukluğu veya mide yanması hissettiklerini düşünürler.
Bazı insanlar sadece nefes darlığı, mide bulantısı veya terleme gibi semptomlar yaşarlar.
Kalp Krizinin Klasik Semptomları Nelerdir?
İnsanlar tarafından en sık bildirilen kalp krizi semptomları şunlardır:
- Göğüs ağrısı (anjina).
- Nefes darlığı veya nefes alma güçlüğü.
- Mide bulantısı ve/veya karın ağrısı (özellikle karnın üst bölgesinde)
- Çarpıntı ve fenalık hissi
- Anksiyete veya “yaklaşan felaket” hissi (ölüm korkusu)
- Baş dönmesi, sersemlik veya bayılma hissi.
Kalp krizi neden oluşur?
Çoğu kalp krizi, kalbinize kan taşıyan atardamarlardan (koroner arterler) birinde tıkanıklık gelişmesi nedeniyle meydana gelir. Bu genellikle damarlarınızın iç kısmında biriken plaklar nedeniyle oluşur. Bu plaklar, damarın kan ile temas eden iç yüzeyinde yağ, hücre atıkları ve iltihabi hücrelerin birikmesi ile oluşur ve yıllar içerisinde kanın geçtiği lümen adı verilen boşluğa doğru büyüyerek lümeni daraltmaya başlarlar. Plakların, kan ile temas ettiği çok ince zar, bir gün çok farklı tetikleyicilerin etkisi ile bütünlüğünü kaybederek (plak çatlaması veya yırtılması) patlar. Bu durum, bir sivilcenin patlamasına benzetilebilir. Plak patlaması veya yırtılması sonrası, plağın içeriği (yağ, hücre atıkları ve iltihabi hücreler) doğrudan kan ile temas etmeye başlar. Vücut bu durumu kanama gibi algılayarak, pıhtılaşma hücrelerini bölgeye gönderir. Atardamarların içinde bir kanama varmış gibi, pıhtılaşma hücreleri bu yırtılan plak bölgesine toplanır ve bir tıkaç oluşturur. Oluşan bu tıkaç, lümeni yani kanın geçtiği damar alanını tamamen kapatarak, kan akımını keser. Dakikalar içinde gelişen bu olaylar neticesinde etkilenen damarın beslediği kalp kasına kan gidemez. Ve bu durumun devam etmesi halinde bir saat sonra ilgili bölgedeki kalp kası hücrelerinde ölüm başlar.
Kalp krizi plak patlaması olmadan da gelişebilir mi?
Plak patlaması olmadan da kalp krizi mümkündür ama bu nadirdir ve tüm kalp krizlerinin yalnızca %5’ini oluşturur. Bu tür kalp krizine şu nedenler yol açabilir:
- Koroner arter spazmı (damarda ani gelişen büzülme)
- Kan damarlarını olağan dışı şekilde daraltan nadir hastalıklar
- Koroner arterlerde yırtılmalara veya patlamalara neden olan travmalar
- Vücudun başka bir yerinden gelen tıkanıklıklar, örneğin kan pıhtısı veya hava kabarcığı (embolizm) bir koroner artere yerleştiğinde
- Yeme bozuklukları: Zamanla, bunlar kalp hasarına yol açabilir ve nihayetinde kalp krizine neden olabilir.
- Anormal koroner arterler (doğumda sahip olunan ve koroner damarların anormal pozisyonlarda olduğu bir kalp sorunu): Bu damarların sıkışması kalp krizine yol açabilir.
- Kan basıncının çok düşük olduğu, oksijen seviyesinin düşük olduğu veya kalp atış hızının çok hızlı olduğu durumlarda, kalbe yeterli kan akışı sağlanamayan diğer durumlar

Risk Faktörleri
Kalp Krizi Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?
Kalp krizi geçirme riskinizi etkileyen birkaç ana faktör vardır. Maalesef, bazı kalp krizi risk faktörlerini değiştiremezsiniz:
- Yaş ve cinsiyet: Yaşlandıkça kalp krizi riskiniz artar. Cinsiyetiniz, kalp krizi riskinizin ne zaman arttığını etkiler. Erkeklerde, kalp krizi riski 45 yaşından sonra artış gösterir. Kadınlarda ise, kalp krizi riski menapoz sonrası artar.
- Ailede kalp hastalığı öyküsü: Eğer bir ebeveyninizin veya kardeşinizin kalp hastalığı veya kalp krizi öyküsü varsa — özellikle genç yaşta — riskiniz daha da artar, çünkü genetik yapınız onlara benzer. Eğer birinci derece akrabanız (biyolojik kardeş veya ebeveyn) -erkek 55 yaşından önce, kadın 65 yaşından önce -kalp hastalığı tanısı aldıysa, riskiniz artar.
- Yaşam tarzı: Kalbiniz için sağlıklı olmayan yaşam tarzı seçimleri, kalp krizi geçirme riskinizi artırabilir. Bunlar arasında sigara içmek, yüksek yağlı yiyecekler yemek, fiziksel aktivite eksikliği, aşırı alkol tüketmek ve uyuşturucu kullanımı yer alır.
- Bazı sağlık koşulları: Bazı sağlık koşulları kalbinize baskı yaparak kalp krizi riskinizi artırabilir. Bunlar arasında diyabet, obezite, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol, yeme bozuklukları veya preeklampsi öyküsü yer alır.
Kalp Krizinin Komplikasyonları Nelerdir?
Kalp krizine bağlı komplikasyonlar şunları içerebilir:
- Aritmiler (anormal kalp ritimleri)
- Kalp yetmezliği
- Kalp kapağı problemleri
- İnme
- Ani kardiyak arrest (kalbin durması)
- Depresyon ve anksiyete
- Kardiyojenik şok (kalbin yetersiz kan pompalaması nedeniyle oluşan şok)
- Kalp krizinin mekanik komplikasyonları: Kriz geçiren kalp kasındaki etkilenmeye bağlı; ventriküler septal defekt oluşumu (kalp duvarında delik) veya serbest duvar rüptürü (yırtılma). Bu komplikasyonlar, kalp krizinin geç tedavi edilmesi veya tedavi edilmemesi durumunda daha olasıdır. Çoğunlukla kalp krizinden sonraki 3.-5.günlerde gelişirler.
Kalp Krizi Geçirdiğimi Nasıl Anlarım?
Hekimler, kalp krizi tanısını genellikle acil servis ortamında koyar. Eğer kalp krizi semptomlarınız varsa, doktorunuz hızlıca (hedeflenen süre 10 dakikanın altı) elektrokardiyografinizi (EKG) çektirir ve akabinde nabzınızı, kan oksijen seviyelerinizi ve kan basıncınızı kontrol eder ve kalp ile akciğer muayenenizi yapar.
Kalp Krizi Tanısı İçin Hangi Testler Yapılır?
- Elektrokardiyogram (EKG veya ECG): Kalp krizinin belirtileriyle acil servise başvurduğunuzda ilk yapılan testtir. Kalp krizinin en tehlikeli formu olan ST yükselmeli kalp krizinde zaman kaybı olmamalıdır. Hasta klasik kalp krizi belirtileriyle başvuruyor ise hastaya hızlıca (<10 dakika) EKG çekilmeli ve tanı doğrulanırsa, hasta yine zaman kaybedilmeden acil koroner anjiyografi için kateter laboratuarına alınmalıdır.
- Kan testleri: Kalp krizi tanısının en güvenilir yollarından biri, kanınızdaki kardiyak troponin seviyelerine bakmaktır. Kalp krizi sırasında, kalp kası hücrelerine verilen zarar, bu kimyasal belirtecin kanınıza geçmesine yol açar.
- Ekokardiyogram: Ultrason (yüksek frekanslı ses dalgaları) kullanarak yapılan bu test, kalbinizin içini ve dışını görüntüler. Kalbinizin nasıl kasıldığını ve kapakçıkların ne kadar iyi çalıştığını gösterir.
- Koroner anjiyogram veya kalp kateterizasyonu: X-ışınları ve kontrast boya kullanarak kalp damarlarını gösteren bir prosedürdür ve tıkanıklık olup olmadığını en net gösteren incelemedir. Hastada klasik kalp krizi (ST elevasyonlu miyokard infarktüsü) tespit edilmiş ise, hasta acil olarak anjiyoya alınmalıdır. Tıkalı damar hızlıca tespit edilip, tekrar açılmalıdır.
- Kalp bilgisayarlı tomografi (BT) taraması: Bu test, kalbinizin ve kan damarlarınızın ayrıntılı bir taramasını yaparak, ana koroner arterlerde herhangi bir daralma veya sertleşme olup olmadığını gösterir. Bu test, klasik kalp krizi bulguları olmayan ancak tanının dışlanması gereken hastalarda acil servis veya ayaktan hasta alanlarında radyoloji birimlerince uygulanır.

Kalp Krizi Nasıl Tedavi Edilir?
Kalp krizinin tedavisi, etkilenen kalp kasına kan akışını mümkün olan en kısa sürede yeniden sağlamaktır. Bu, ilaç tedavisi, anjiyografik yöntemlerle damarın açılması (PTCA/Stent) ve açık kalp cerrahisi yoluyla olabilir.Cerrahi olarak damarın açılması yöntemine çok nadir olarak başvurulur çünkü anjiyografik yol ile damarların hızlıca açılması çok daha etkin ve güvenlidir. Klasik kalp krizi semptom ve bulguları olan hastalarda uygulanan damar açıcı ve destek tedavileri aşağıda sıralanmıştır:
- Primer Perkütan koroner girişim (Primer PTCA): Sağlık uzmanları, perkütan koroner girişim (PCI) veya anjiyoplasti adı verilen bir işlemle kalp kasınızdaki kan dolaşımını yeniden sağlar. Kalp krizi sırasında yapılan bu işleme ‘‘Primer PTCA’’ denir. Bu işlem klasik PTCA/Stent işlemleri ile aynı teknikler uygulanarak gerçekleştirilir ve ne kadar erken yapılırsa hastanın hayatta kalması ve sonrası için kalp kasının kasılma fonksiyonlarının korunması ve süreçte iyi sonlanımlar elde edilme olasılığı o derece artar. Kardiyoloji uzmanları, “kapıdan balona geçiş süresi (door to balloon time)” adlı bir metriği kullanarak kalp krizini etkin ve erken tedavi etme yeteneklerini ölçerler. Bu, acil servise kalp krizi ile başvuran hastanın başvurusundan ne kadar süre sonra damarının açıldığını gösteren bir parametredir. Ne kadar kısa olursa, o kadar iyidir.
- Pıhtı Çözen İlaçlar (Trombolitik Tedavi): Bu yöntem, primer PTCA şansı ve süresi olan hastalarda artık uygulanmamaktadır. Ancak, primer PTCA uygulanma şansı olmayan veya çok ciddi gecikme süresi olacak hastalarda (>3 saat) trombolitik tedavi uygulanabilir. Toplardamar yoluyla verilen pıhtı çözücü ilaç, damarı tıkayan pıhtıyı çözerek tıkalı damarda tekrar kan akımı sağlayabilir. Ancak bu yöntemde, ciddi kanama riski olduğu unutulmamalıdır. Yöntem başarılı olsa dahi, hastanın takip eden gün içinde mutlaka koroner anjiyografisinin yapılması gerekmektedir.
- Acil Koroner arter bypass cerrahisi (Acil CABG): Koroner damarlarında anjiyografide ciddi tıkanıklık olan kişilerde, koroner arter bypass cerrahisi (CABG) gerekebilir. Bu yöntem nadiren uygulansa da, özel bazı damar tıkanıklıklarında (sol ana damar+ çoklu damar tıkanıklıkları…vb) uygulanabilir.Kalp krizi geçiren hastada açık kalp cerrahisi riski yüksek olduğundan, bu karar çoğunlukla kalp takımınca (kardiyoloji, kalp cerrahisi ve anestezi uzmanlarından oluşan) verilir.
Destek Tedaviler:
- Takviye oksijen: Nefes almakta zorlanan veya kan oksijen seviyesi düşük olan kişilere, kalp krizi tedavileriyle birlikte takviye oksijen verilir. Oksijeni burun altına yerleştirilen bir tüp veya burun ve ağız üzerinden geçirilen bir maske ile soluyabilirsiniz. Bu, kanınızdaki oksijen miktarını artırır ve kalbinize binen yükü azaltır.
- İlaçlar: Bunlar şunları içerebilir:
- Pıhtı önleyici ilaçlar: Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar bu gruptadır.
- Nitrogliserin: Göğüs ağrısını hafifletir ve kan damarlarını genişleterek kanın daha kolay geçmesini sağlar.
- Anti-aritmi ilaçları: Kalp krizi sıklıkla kalp atış düzenini bozan aritmiler (ritim bozuklukları) yaratır, bu da hayati tehlike oluşturabilir. Anti-aritmi ilaçları, bu aritmileri durdurabilir veya engelleyebilir.
- Ağrı kesiciler: Kalp krizi tedavisinde en yaygın ağrı kesici morfindir. Bu, göğüs ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Beta blokerler: Bu ilaçlar, kalp atış hızını yavaşlatarak kalbinizin kalp krizi nedeniyle yaşadığı yaralanmayı iyileştirmesine yardımcı olur.
- Antihipertansif ilaçlar: Kan basıncını düşürür ve kalbinizin kalp krizi nedeniyle yaşadığı yaralanmayı iyileştirmesine yardımcı olabilir.
- Statinler: Bu ilaçlar, kalp damarlarındaki plakları stabilize eder, böylece bunların patlama olasılığını azaltır. Ayrıca kolesterolü düşürür ve bir başka kalp krizi geçirme riskini azaltır.
Tedavi Komplikasyonları/Yan Etkileri
Tedaviye bağlı yan etkiler tedaviye göre değişir ve şunları içerebilir:
- Mide bulantısı ve kusma
- Halsizlik
- Baş dönmesi
- Kanama
- Enfeksiyon
- Kan damarlarında hasar
- Aritmi
- Böbrek sorunları
- İnme
Tedaviden Sonra Ne Zaman Daha İyi Hissedeceğim?
Genel olarak, tedavi aldıkça kalp krizi semptomlarınız azalmalıdır. Hastanede kalırken ve birkaç gün sonrasında bazı kalıcı halsizlik ve yorgunluk hissedebilirsiniz. Sağlık uzmanınız size dinlenme, almanız gereken ilaçlar ve diğer konularda rehberlik edecektir.
Tedavi sonrası iyileşme, tedavi yöntemine bağlı olarak değişir. Kalp krizi için ortalama hastanede kalış süresi 4-5 gündür. Genel olarak, hastanede kalma süresi şu şekilde olabilir: Genel olarak, hastanede kalış sürenizin aşağıdaki gibi olması beklenir:
- Sadece ilaç tedavisi: Sadece ilaç tedavisi alan kişilerin ortalama hastanede kalış süresi yaklaşık altı gündür.
- PCI (Perkütan Koroner Girişim): PCI’dan iyileşmek cerrahiden daha kolaydır çünkü bu, kalp krizini tedavi etmenin daha az invaziv bir yöntemidir. PCI için ortalama hastanede kalış süresi yaklaşık dört gündür.
- CABG (Koroner Arter Bypass Cerrahisi): Kalp bypass ameliyatından iyileşmek daha uzun sürer çünkü bu büyük bir cerrahidir. CABG için ortalama hastanede kalış süresi yaklaşık 7-10 gündür.

Riskimi Nasıl Azaltabilirim?
Bazı risk faktörleri değiştirilemez olsa da, kalp krizi riskinizi azaltmak için kendinize yardımcı olabileceğiniz birçok yol vardır. Bunlar şunları içerir:
- Bir sağlık kontrolü planlamak: Bir birinci basamak doktoru bulun ve her yıl en az bir kez check-up veya sağlık ziyaretine gidin. Yıllık bir check-up, kalp hastalığının erken uyarı işaretlerini yakalayabilir, bunlar arasında hissedemediğiniz değişiklikler de olabilir. Bunlar kan basıncınız, kan şekeri seviyeleriniz, kolesterol seviyeleriniz ve daha fazlasını içerebilir.
- Tütün ürünlerini bırakmak: Bu, sigarasız tütün ve tüm vaping (elektronik sigara) ürünlerini de içerir.
- Düzenli egzersiz yapmak: Haftada beş gün, günde 30 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapmayı hedefleyin.
- Sağlıklı beslenmek: Akdeniz diyeti veya Dash diyeti gibi örnekler, sağlıklı beslenmenin bir parçasıdır. Bitki bazlı öğünler yemek, işlenmiş etler ve doymuş yağlardan kaçınmanın mükemmel bir alternatifi olabilir.
- Kendiniz için sağlıklı bir kiloyu hedefleyin: Birinci basamak doktorunuz sağlıklı bir hedef kilo hakkında sizi bilgilendirebilir ve bu hedefe ulaşmanıza yardımcı olmak için kaynaklar ve rehberlik sağlayabilir.
- Mevcut sağlık durumlarınızı tedavi ettirmek: Bu, yüksek kolesterol seviyeleri, yüksek kan basıncı ve diyabeti içerir.
- Stresi azaltmak: Yoga, derin nefes alma ve meditasyon gibi teknikleri düşünebilirsiniz.
- İlaçlarınızı reçete edildiği şekilde almak: İlaçları sadece hatırladığınızda veya bir doktor randevunuz yaklaştığında almayın.
- Tüm tıbbi randevularınızı takip etmek: Sağlık hizmeti sağlayıcılarınıza düzenli olarak gitmek, kalp ile ilgili sorunları veya fark etmediğiniz diğer sağlık problemlerini ortaya çıkarabilir. Bu, sorunları erken tedavi etmenize de yardımcı olabilir.
Sağlığınıza aktif bir şekilde katkıda bulunmak, yaşam tarzınızı tek başınıza değiştirmeniz gerektiği anlamına gelmez. Birinci basamak doktorunuza ve sağlık ekibinizdeki diğer profesyonellere yardım isteyebilirsiniz. Size gerekli bilgileri ve kaynakları sağlayabilirler.
Eğer zaten bir kalp krizi geçirdiyseniz, sağlık hizmeti sağlayıcınız size bir kardiyak rehabilitasyon programı önerecektir. Bu programın amacı, ikinci bir kalp krizi geçirme riskinizi azaltmaktır. Bu tıbbi gözetim altındaki programlar, danışmanlık sağlar ve yukarıda belirtilen sağlıklı yaşam hedeflerine odaklanır.
Kalp krizi sonrası süreci nasıl planlamalıyım?
Kalp krizi tedavisi, hastaneden ayrıldıktan sonra bitmez. İkinci bir kalp krizi riski nedeniyle, reçetelenen ilaçları almanız ve günlük yaşamınızda bazı değişiklikler yapmanız gerekecektir. Tedavi edici yaşam tarzı değişikliği ile riskinizi artıracak durumlardan kaçınmak ve kontrolleri aksatmamak hayati öneme haizdir.
Ne zaman normal aktivitelerime geri dönebilirim?
Kalp krizi sonrası normal aktivitelere dönüş; kalp krizinin şiddetine, tedaviye ne kadar erken başlandığına, hangi tedavilerin uygulandığına ve kalp krizinden önce var olan sağlık durumlarınıza bağlıdır. Sağlık hizmeti sağlayıcınız, iyileşme sürecinizin bir sonraki adımlarını ve neler beklemeniz gerektiğini açıklayabilir. Genel olarak, çoğu insan, kalp krizinden sonra iki hafta ila üç ay arasında işe geri dönebilir veya normal aktivitelerine devam edebilir. Kardiyak rehabilitasyon, insanların fiziksel aktivitelerini yavaşça ve güvenli bir şekilde eski seviyelerine geri getirmelerine yardımcı olabilir.

Kalp krizi sonrası sağkalım
Bugün birçok insan kalp krizinden hayatta kalıyor. Ancak, şu durumdaki insanlar için süreç biraz daha zorlayıcı olabilir:
- 65 yaş ve üzerindekiler,
- Kalp yetmezliği olanlar,
- Diyabeti olanlar,
- Daha önce kalp krizi geçirenler.
Bu kişiler, önümüzdeki altı ay içinde ikinci bir kalp krizi geçirme ya da ölüm riskiyle karşı karşıya olabilirler. Bu durumda, bu gruptakilerin hekimleri, daha etkin ve agresif tedavi ile ve daha sık kontroller ile takip-tedavi sağlayacaktır.
Premenopozal dönemdeki 45 yaş altı kadınlar, erkeklere göre daha iyi bir prognoza sahiptir. Bilim insanları bunun, östrojenin kalp koruyucu etkilerinden kaynaklandığını düşünmektedir. Ancak menopoz sonrası östrojenin koruyucu etkileri sona erdiği için, risk eşitlenmektedir.
Kendime nasıl bakmalıyım?
Kalp krizinden sonra, kalp krizinizin hemen tedavisi için aldığınız ilaçların bir kısmını uzun süre almanız gerekecektir. Bunlar şunları içerir:
- Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar
- Beta blokerler
- ACE inhibitörleri
- Statinler (kolesterol düşürücü ilaçlar)
Ne zaman sağlık hizmeti sağlayıcım ile görüşmeliyim?
Kalp krizi geçirdikten sonra, benzer bir durumu yaşama riski daha yüksektir. Doktorunuz, tedavinizin etkinlik ve güvenliğini kontrol etmek, izlem ve bakım sürecini kontrol etmek ve gelecekteki kalp krizlerini önlemek için kişisel takip planı oluşturacaktır. Herhangi bir yakınmanız olsun olmasın, mutlaka takip planına uyunuz.
Ne zaman acil servise gitmeliyim?
Yukarıdaki kalp krizi belirtilerinden bazılarına sahipseniz ve kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız, yerel acil servisi arayın. Yardım gelene kadar aspirin almanız veya başka bir ilaç almanız gerekip gerekmediğini sorabilirsiniz. Aramayı ertelemeyin. Kalp krizi geçiriyorsanız, her dakika çok önemlidir.
Doktoruma hangi soruları sormalıyım?
Sağlık hizmeti sağlayıcınıza şu soruları sorabilirsiniz:
- Kalp krizinden sonra ne tür aktiviteler yapmam güvenlidir?
- Bir sonraki kalp krizimi önlemek için yapmam gereken en önemli şeyler nedir?
- Sizinle ne sıklıkla takip randevuları yapmam gerekir?
- Ailemdeki diğer kişilerin kalp kontrolü yaptırması gerekir mi?
Kendimi hastaneye götürebilecek durumdayım. Buna rağmen neden 112’i aramalıyım?
Kalp krizi belirtileriniz varsa, birkaç sebepten dolayı 112’i aramak en iyisidir:
- İlk müdahale ekipleri, hastaneye giderken kalp krizi için bazı erken testleri ve tedavileri yapabilir. Bu, genel teşhis ve tedavi sürecini hızlandırabilir.
- Ambulansla hastaneye geldiğinizde, genellikle daha hızlı bir şekilde bakım alırsınız. Kalp krizi geçiriyorsanız, her saniye çok önemlidir.
- Kalp krizleri, kalbinizin düzensiz atmasına veya tamamen durmasına yol açabilir. Eğer ambulans içindeyseniz, ilk müdahale ekibi hemen müdahale edip, durmuş bir kalbi tekrar çalıştırabilecek ileri düzey kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) uygulayabilir. Ayrıca, elektroşok ile müdahale gerektiren durumlarda zaman kaybedilmemelidir. Ambulans sistemlerinde elektroşok-defibrilatör cihazları da mevcut olduğundan transfer bu şekilde daha güvenlidir. Ayrıca, direksiyon başında bayılmanız ve kendinize veya başkalarına büyük zarar verebilecek bir kaza yapmanız riskiyle karşılaşmazsınız.
Hekimizin Notu:
Tıkalı bir damar, kalpte kalıcı hasar oluşmasını önlemek için hemen müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Belirtileriniz şiddetli ve yoğun değilse, kalp krizi geçirmiyor olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak belirtiler hafif olsa da, bir sağlık hizmeti sağlayıcısının bunları kontrol etmesi en iyisidir. 112’yi aramak, kendinizi veya bir başkasını hastaneye götürmekten daha hayat kurtarıcı olabilir. Kazanılan her saniye, kalp kasını kurtarır ve bu, sizin için daha iyi bir sonuç şansı demektir.